17 Eki 2010

doppler etkisi : Flunk

Bu yazıyı kendi şahsi kişisel blogum için hazırlamış ve birkaç gün önce yayınlamıştım ama bu insanlardan burada da bahsetmeden geçemem, en yeni keşiflerimden Flunk karşınızda.


Üç adet Norveçlinin 2000 yılında Oslo’da kurduğu bir trip-hop grubu bu Flunk. Vokalistleri Anja Oyan Vister'in ipeksi bir sesi var. Gitaristleri Jo Bakke ve programlamada
Ulf Nygaard var. Turnelerde, davuluyla kendilerine eşlik eden Erik Ruud’la birlikte dört kişi oluyorlar.

Sanırım en çok bilinen çalışmaları Blue Monday parçasının coveri. Bu parça aynı zamanda ilk singleları olarak Nisan 2002’de yayınlandı. Hatta gayet dikkat çeken bu parça Avrupa ve Amerika’da derleme albumlerde, televizyon dizileri ve filmlerde kullanılmış.

Albümleri ;

-> For Sleepyheads Only (2002)
-> Treat Me Like You Do - For Sleepyheads Only Remixed (2003)
-> Morning Star (2004)
-> Play America (2005)
-> Personal Stereo (2007)
-> This Is What You Get (2009)

Single'ları ;

-> Blue Monday (2002)
-> On My Balcony (2004)


Gruba dair bu kadar kitap usulü bilgi yeterli kanımca.

Tamamen kazara tanıştığım bu grubun Norveçli olması beni benden almıştır, belirteyim. Hatta belki bu yüzden biraz da düştüm üstlerine şu sıralar. Tamam kabul, Norveç ve civarına karşı takıntılıyım (bkz. difin bitmek bilmez avrupa ve balkanlar saplantısı). Ama adamların yaptığı her şey mi güzel olur be abi ?
Bu insanların Radiohead'in Karma Police yorumu This Is What You Get adlı bir parçaları var ki beni kendine hayran bıraktı. Ama ben şahsen dinlediğim kadarıyla en çok Probably, Cigarette Burns ve Blind My Mind adlı parçalarını beğendim - utanmadan tavsiye ederim.
Bir de Morning Star adlı parçaları var ki, insanın acilen sevgili yapası geliyor. Kendisini en sondan dinleyebilirsiniz.


Albüm kapaklarının her biri birbirinden güzel. Genelde gördüklerimizden farklı olarak, her bir albüm kapağı diğerleriyle tasarım olarak aynı. Daha doğrusu tüm albüm kapaklarının tasarımları bir şekilde birbirleriyle bağlantılı -ki bu da beni cezbeden bir diğer ayrıntı. Elimde değil, işlerinin her detayını ciddiye alan insanları takdir ediyorum.

Evet, benden bu kadar. Siz de benim gibi yeni keşiflere açıksanız açın grooveshark'ı, last.fm'i veya en kötüsünden bir limewire'ı, dinleyin anacım.
Denemeden bilemezsiniz, bu saf Dif'in lafına da güven olmaz.

Hiç yorum yok: